27 Temmuz 2012 Cuma

AŞK Özlenirmiş


Zaman geçtikçe, aklıma hep ilkler gelir benim; yanında ilk ağladığım gün mesela!?
Sanki dünya dönmeyi bırakmıştı senin için. Karşımda eriyordun, dün gibi hatırlarım. Gözümden akan yaş, gözyaşım değildi, sanki yüreğin kanıyordu. Birini çok sevmek böyle bir şeydi biliyordum. Korkmuştum bana olan sevginden adeta. Şimdiyse; gözyaşlarımı kendim siliyorum sen yoksun.

Sen benim hatırladığım ilklerde hep çok güzelsin. Elimi ilk tuttuğun günü hatırlıyorum...
Heyecanını, deli gibi çarpan kalbinin sesini bile hatırlıyorum...
Arabanın koltuğunda öylece yola bakıyordum ilk elimi tuttuğunda. Tepe takla olan yolu hatırlıyorum, bir de kekelediğimi...
Şimdi elimi ısıtacak bir dokunuş arıyorum ama sen yoksun.

Ve ilk defa sarıldın bana; bir akşam vaktiydi...
Kokunu duyduğumda ilk hissettiğim ve şu an hala hatırladığım; daha önce başka hiçbir şeyin beni bu kadar heyecanlandırmadığıydı. Ya sen nasıldın? Hatırlıyor musun merak ediyorum...
Titriyordu ellerin, kolların, nefesin bile titriyordu. Bunca yıl geçti  aradan ama seni sana anlatırken bile hissettim, yaşadığım heyecanı. Şimdiyse yalnızlığıma sarıldım, onunla yaşıyorum...

Ben aşkın ilk zamanlarını seviyorum. Alışkanlıklara dönmüş, sadık sevgileri değil. Ben aşkın, biri ağlarken kanayan yüreğini seviyorum, umursamaz tavırları değil.
Heyecandan aralıksız çarpan kalbi, tutkuyla kavrulan yürekleri, midede hissedilen krampları ve kelebekleri seviyorum.
Beni ilk gördüğün ana geri dönelim, ben ağlarken gözlerimin içine bak, ellerinde tut, sakın, sakla hep sarıl istiyorum.

Bana yeniden aşkı hatırlat, bana aşktan söz et istiyorum.
Sadece senden istiyorum...

DY

12 Temmuz 2012 Perşembe

BİR SEÇİM YAP VE O YALNIZLIK OLMASIN

İnsan yalnız kalmamalı yaşamda... Hep birisi olmalı yanında. Ve o “birisi” ortağı olmalı adeta!
Yaşam ortağı, dert ortağı, keyif ortağı, hüznün ortağı olmalı...
En çok kendime bakıyorum bu hayatı çözmeye çalıştığımda. En çok kendimden yola çıkıyorum. Kolaya kaçmıyorum; en iyi kendimi tanıyorum çünkü. “Ben hayatımı yalnız yaşasaydım ne olurdu”yu düşünüyorum sık sık. İnsanlar hem zorlar birbirine, hem muhtaç. Bu çok aşikar...
Boyun eğmek zorunda olduğumuz öyle çok şey var ki şu kısa ömürde. Saysam şimdi en başından, ta başından; giriş-gelişme-sonuç diye bağlı kalamayız yazım kurallarına... Bitmez çünkü... Mecburuz çünkü... İşe gidip gelmeye, sevmesek de tahammül etmeye, istemesek de görüşmeye... ve daha neleeeer neler...
Hayatı anlamak için zaman harcamayan insanlar var etrafımda. Bir de benim gibi anlamak için yırtınan, her gün bir şey bulduğunu sanıp, ertesi gün hüsrana uğrayan... Hayatı çözebilen yok. “Ben varım” diyen varsa da “delidir” derim J. Hayat şifreli ve çözebilmek mümkün değil!
Herkesin yaşayışı farklı biliyorum. Ama bu konuda inandığım ve bildiğim tek şey; kimse yalnız yaşamak istemez. Yalnız gülmek, yalnız ağlamak... Kimse yalnız ölmek istemez!
Sahip olduğum her şeyi düşündüğümde, “iyi ki paylaşabiliyorum” diyorum. Paylaştığımda yalnız değilim diyorum. Ve seviyorum sahip olduklarımı, fazlasını beklemiyorum, gelirse sarılıyorum onlara...
Korkuyorum evet. En büyük korkum yalnızlık. Sevmem. İstemem.
Kararlar ve seçimler sayesinde yalnız kalınır. Yanlış kararlar alınsa da “hataymış” deyip vazgeçilir. Bunu erdem sahibi insan yapabilir. Ben o olmalıyım.
Bilmeliyim ki; beni yalnızlığa itecek bir karar alırsam tatsız günler gelecek, bilmeliyim ki; hayat anlamsız ve sessiz gelecek. Bilmeliyim ki; yalnızlık beni ele geçirdiğinde, gülümseyişim bitecek.
Ve şimdi son olarak evrene diyorum ki; yapmaya çalıştığım şeyi gör lütfen. Sevgiyle ve gülümseyişle yaşamak istiyorum. Sen de yardım et, yolları aç bana, mucizeyi yaşatmaya devam et J.

12 Temmuz 2012
DY